14 MAYIS ECZACILIK GÜNÜ - BASIN AÇIKLAMASI
MERSİN ECZACI ODASI
BASIN AÇIKLAMASI
14 MAYIS 2019
Değerli basın mensupları, değerli meslektaşlarım;
Sağlığın bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik hali olmasını kendine görev edinmiş ve bu anlamda yemin etmiş binlerce yıllık bir mesleğin bireyleri olarak, bugün bu topraklarda 14 Mayıs 1839 yılında başlayan bilimsel eczacılığın 180’inci yılı dolayısıyla yaptığımız basın açıklamamıza hepiniz hoş geldiniz.
Değerli basın mensupları, değerli meslektaşlarım;
İlaç-eczacılık ve sağlıkta yaşananları iyi anlayabilmek için öncelikle büyük resmi iyi tanımlamalıyız. Dünyada geçerli evrensel kriterler vardır; bir ülkede olmazsa olmazlar vardır. Bunların temeli hukuk/adalettir. Eğer ülkede hukuk ve adalet yoksa bu kriterlerin güvencesinde olan özgürlüklerden ve bunlardan direkt etkilenen iyi ve güçlü ekonomiden de bahsedemeyiz. Kötü bir ekonomi ise toplumun her boyutunda, her düşüncesindeki kişilerin tüm sıkıntılarının kaynağını oluşturur.
Bugün dünyada 2019 yılı hukukun üstünlüğü endeksi sıralamasına göre Kazakistan’ın 65., Nijerya’nın 106. olduğu sıralamada maalesef ülkemiz 109. sırada yer almakta; bununla birlikte siz değerli basın mensuplarının da birer ferdi olduğunuz camianızda yani basın özgürlüğünde ise 120. sırada bulunan Nijerya’nın çok daha gerisinde 157. sırada yer almaktayız.
Tüm bu parametrelerin ekonomi üzerindeki etkisinin olumlu yönde olacağını düşünmek ise Polyanna ile aşık atmaktan öte değildir. Kırılgan ekonomiler endeksinde Türkiye 34,41 puanda iken, daha birkaç yıl öncesine kadar büyük bir kriz ile savaşan Brezilya’da dahi bu endeks 16,98’dir.
Değerli basın mensupları, değerli meslektaşlarım;
Şimdi bu büyük resim içindeki sağlığın ve ilaç-eczacılığın yansımasına gelecek olursak, 2018 yılı üçüncü çeyreğinde ülkemizde baş gösteren kriz ilaç yokluğuna damgasını vurmuştur. 2018 yılı başında, İlaç Fiyat Kararnamesine göre ilaç fiyatlarının sabitlendiği avro kuru 2,69 TL olarak açıklanmıştı. Ancak krizin arttığı dönemlerde avro kuru 8 TL’ler civarını buldu. Bu aradaki fark, sektörü olumsuz etkilemiş ve başta ithal ilaçlar olmak üzere birçok ilacın temininde halk sağlığını tehdit eder seviyede sıkıntılar yaşanmıştır. O dönemde, biz Eczacı Odaları ve Birliğimiz içinde bulunduğumuz sıkıntının bir an önce çözülüp, halk sağlığına yönelik yaşanabilecek olumsuzlukların giderilmesi adına somut ve objektif değerlendirmeler yaptık, ancak sağlık otoritesi bizim tüm açıklamalarımızdan sonra elinde bulundurduğu medya gücüyle, söylemlerimizin “boş” olduğunu ifade ettiler. Hatta bazı köşe yazarları açıklama yapan yöneticiler hakkında “bunları sallandırmak gerek” diyerek yazılar yazdı. Ancak yaşanan süreç bizlerin haklı olduğunu ortaya koydu. Ve bu kanayan yaraya kısmen de olsa bir pansuman yapılarak, 2019 yılı Şubat ayında %26,4’lük bir fiyat iyileştirmesi gerçekleşti. Bu oran ile avro kuru 2019 yılı için 3,40 tl olarak sabitlendi, fakat düzenlemenin üzerinden yaklaşık olarak 3 ayın geçtiği bu günlerde kur yine 7 seviyelerinde, yani bugünlerde bir önlem alınmaz ise; yakın zamanda, hala etkisi devam eden ilaç yokluğu, tekrar artmaya başlayacaktır.
Değerli basın mensupları, değerli meslektaşlarım;
SGK ile birliğimiz arasında son imzalanmış protokole göre, her yıl nisan ayında revizyon yapılmaktadır. Bu revizyonlarda protokol hükümlerinin günceye uygun hale gelmesi için maddesel değişikliklerin yanı sıra, ekonomik parametreler de yeniden gözden geçirilmektedir. Ancak bu yıl ki revizyonda, daha masada görüşmeler devam ederken, SGK’u 3 mayıs tarihinde provizyon sisteminde bir değişiklik yaparak, süreci oldu bittiye getirmeye çalışmıştır. Bununla birlikte 9 ve 10 Mayıs tarihlerinde ayrı ayrı yayınladıkları mesajlar ile tehdit edercesine davranarak eczacı kamuoyunda gereksiz bir tedirginliğe neden olmuştur. Oysa ki bu kurum ile birliğimiz arasında yıllardan beri yapılan ve alışılagelmiş bir protokol kültürü vardır. Bu kültürü göz ardı eden yetkililerin yaratmaya çalıştığı kaos nedeniyle dün, Ankara’da merkez heyetimiz ve 54 eczacı odası başkanının katılımıyla bir toplantı gerçekleşmiştir. Bu toplantının akabinde, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Zehra Zümrüt Selçuk ile bir görüşme yapılmış, sayın bakanın olumlu ve aklı selim yaklaşımları sonucu olay bir krize dönüşmeyerek sonuçlanmıştır. Sayın bakanımıza buradan bir kez daha teşekkür ediyoruz.
Değerli basın mensupları, değerli meslektaşlarım;
Bulunduğumuz coğrafyada 2011 yılından beri devam eden, kirli hesapların kanlı oyunundan, o gün olduğu gibi bugün de huzursuzuz. Ancak bu ortamın bizim sektörümüze etkisi ise tam bir kangren. Yeminimiz gereği, Suriyeli mültecilerin sağlığı adına, o günden bugüne elimizdeki tüm imkanlar ile ilaçlarını temin etmekten çekinmeyen biz eczacılar artık dama deme noktasındayız. Tüm talep ve uğraşlarımıza rağmen, Göç İdaresi-SGK-TEB arasında imzalanması gereken ilaç alım protokolü hala hayata geçmezken; daralan ekonomiler, ilaç firmalarının ödeme vadelerinde yaptığı düşüşler ve azalan eczane karlılığı karşısında, Suriyeli mültecilerinin ilaç ödemelerinde hala bir düzenin olmaması bizleri bir kez daha düşünmeye zorlamaktadır; bu mültecilerin yükünü sadece Eczacılar mı çekmeli diye? Bu konu hakkında, tüm paydaşların artık zaman kaybetmeden bir masa etrafında bir araya gelerek çözüm üretmesi kaçınılmazdır.
Değerli basın mensupları, değerli meslektaşlarım;
Toplum sağlığını ve kamu yararını her şeyin üstünde tutan sağlık çalışanları olarak hastalarımızın daha iyi bir sağlığa ulaşmaları her zaman öncelikli hedeflerimizden olmuştur. Ne yazık ki son dönemlerde tarafımızca asla kabul edilemeyecek uygulamalara üzülerek şahitlik ediyoruz. Bugüne dek eczanelerde, eczacı danışmanlığında halkımıza sunulan ürünlerin, eczane dışından satılmaya başladığını; ticari kaygılar ile hareket edildiğini, toplum sağlığının hiçe sayıldığını görüyoruz. Bu tarz plansızca atılan adımların toplum sağlığı açısından geri dönüşü olmayan ve istenmeyen sonuçlara yol açabileceği uyarımızı yineliyor, sağlık gibi hassas bir konuda reklamın ve pazarlamanın gücünün değil, sağlık çalışanlarının bilgi ve deneyiminin önemini vurguluyoruz. O nedenle de sizlerin aracılığıyla tüm halkımıza bir kez daha sesleniyoruz:
İnternetten pek çok şeyi alabilirsiniz, ancak anne bebek ürünlerini internetten almayın; ilacınızı, ilaç dışı sağlık ürünlerini internetten almayın. Bu ürünleri, bebeğinizin ve sizin hak ettiği şekilde, en güvenilir yer olan eczanelerden, bu konuda kapsamlı bir eğitim görmüş eczacınızın danışmanlığında alın.
Değerli basın mensupları, değerli meslektaşlarım;
Bugün günümüzde en kronik bir o kadar da acil çözüm üretilmesi gereken konu; mesleklerin değersizleştirilmesi ve bununla ilintili olarak da istihdam. Maalesef bundan nasibini alan mesleklerden biri de Eczacılık. 2001 yılında 8 olan eczacılık fakültesi sayısı, akıl almaz bir artışla 2019 yılında 49’a yükselmiştir. Geçtiğimiz 7 yılda eczacılık fakültelerinin kontenjanı %71,7 yükselmiştir. TİTCK’nun Eylül-2018 verileri, eczane açılabilecek yer sayısını 1867 olarak göstermektedir. Ancak her yıl 1800’ün üzerinde öğrenci eczacılık fakültelerinden mezun olmaktadır ve mezun öğrenci sayısı her yıl artmaktadır. Sağlık Bakanlığı sağlıkta insan kaynakları 2023 vizyonu, 2023 yılında eczacı ihtiyacını 32900 olarak belirlemiştir. Buna karşılık şu anda Birliğimiz kayıtlarında 37000’in üzerinde eczacı bulunmaktadır. Buradan bir kez daha çağrımızı tekrarlıyoruz; yeni fakültelerin açılması hemen durdurulmalı, mevcut fakültelerden akredite olmayanlar öğrenci almamalı, kontenjanlar düşürülmeli ve üniversite sınavında eczacılık fakültesi için puan kota uygulamasına geçilmeli. Eğer bunlar hayata geçmez ise; birkaç yıl sonra işsiz eczacı ordusuyla karşı kaşıya kalmamız kaçınılmaz sondur. Ve korkumuz o ki, bu son, yıllardır direndiğimiz zincir eczane yapılarının başlangıcı olacak, bu işsiz eczacı ordusu orada işçi olarak çalıştırılacaktır.
MESLEĞİME DOKUNMA!!
Değerli basın mensupları, değerli meslektaşlarım;
Bugün 14 Mayıs Eczacılık günü ama kimi zaman dile pelesenktir, Eczacılık Bayramı denir. Bir anlama ait özel gün; farklı bir hissiyat yaratır insanda; 2 gün önce kutladığımız anneler günü gibi. Bayram; coşku heyecan demektir, ilelebet kutlayacağımız Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gibi. Biz eczacılarda gerek “gün” olarak gerek “bayram” olarak, 14 Mayısımıza önem veriyoruz. 4 mayıs itibariyle başlayan sportif, sosyal ve mesleki etkinliklerimize bugün itibariyle son veriyoruz. Bu süreçte bowling turnuvası, ulusal boyutta düzenlenen ve 190 yarışmacının katıldığı 12. Geleneksel satranç turnuvamız ve tenis turnuvamızın yanı sıra toplumda ilaç/eczacılık alanında gerekli farkındalığı yaratmak ve eczacı imajını güçlendirmek için tüm ilçelerimizde yani şehrin dört bir köşesinde yaptığımız billboard uygulamalarımızla ve tabii ki diğer eczacı odalarının da referans alarak başlattığı, odamızın göz bebeği, ve bu yıl 8.’sini düzenlediğimiz, anket yapma imkanı bularak buluştuğumuz 1000 vatandaşımıza, ve bunlar içinde tansiyon hastalığı riski taşıyan ama bunu bilmeyen 70 vatandaşımızın sağlığına yaptığımız olumlu dokunuşta büyük pay sahibi olan ESG’mizle (Eczacılarla Sohbet Günü), 180 yıl önce olduğu gibi bugünde 7/24 halkımıza sağlık hizmeti vermekten büyük mutluluk duymaktayız.
Son olarak, Bilimsel Eczacılığın 180. yılında, tüm meslektaşlarımızın 14 Mayıs Eczacılık Günü’nü kutluyor; bizleri takip ederek sorunlarımızı halkımıza duyurmamıza her zaman destek veren siz değerli basın mensuplarına bir kez daha teşekkür ediyoruz. Sizlere ve tüm halkımıza sağlıklı günler diliyoruz.
YÖNETİM KURULU ADINA
Uzm. Ecz. Özgün SAĞIR
Başkan