BASIN AÇIKLAMASI! - BASIN AÇIKLAMASI YAZIMIZ EKİNDEDİR

ODA BİNAMIZDA YAPILAN "SON DÖNEMDE YAŞANAN SÜREÇTE İLAÇTA DURUM" İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI AŞAĞIDA BİLGİLERİNİZE SUNULMUŞTUR.

                         KAMUOYUNA

 

        Değerli Basın Mensupları;

        Son bir ay içinde meclis açık olduğu halde, meclisin yasama yetkisi by-pass edilerek “sözde sağlık alanının düzenlenmesi” bahanesi ile uzun yıllardır toplumun menfaatine uymadığı için karşı olduğumuz birçok yasa KHK’ler ile hayata geçirilmiştir.

        Bu KHK’ler ile;

·        “İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu” kuruldu. Bu kurumun yasası, eczacı örgütlerinin olumsuz görüşlerine rağmen, ilacı eczacıdan yasal olarak koparan ve ilacı metalaştıran bir formatta çıkarıldı.

·        Yasalar ile kurulmuş meslek odalarının yetkilerini elinden alan “Sağlık Meslekleri Kurulu” oluşturuldu.

·        Hastanelerimizi birer işletmeye çeviren ve kamu hastanelerinin özelleştirilmesini getirecek olan “Türkiye Kamu Hastane Birlikleri Kurumu” hayata geçirildi.  

·        RTÜK yasasında yapılan değişiklik ile reçetesiz ilaçlarda reklama izin verildi. Bu uygulama ile birçok ilaç kurumun ödeme kapsamından çıkarılacaktır. Vatandaş bu ilaçlara ancak kendi cebinden ödeyeceği yüksek bedeller ile ulaşabilecektir.

        Sağlık alanında art arda gelen tüm bu yıkıcı uygulamaların yanı sıra, 17 Kasım 2011 tarihinde yürürlüğe giren, hastaların ilaca ulaşmasında ciddi sıkıntılar doğuran ve eczanelerin yaşama şansını elinden alan düzenlemeler eczacı kamuoyunda kaosa neden olmuştur. 

 

        Bu uygulamalar sonrasında;

Devletin sanayiciden almış olduğu “Kamu Kurum Iskontosundaki” artış son düzenleme ile beş yıl öncesinde %4’iken bugün %41 gibi yüksek bir orana ulaşmıştır. Önümüzdeki yıl kurum bu oranı %60’lara çıkarmayı hedeflemektedir. İlaç firmaları bu oranları veremeyecekleri, ilaç fiyatlarının AB’nin en ucuz ilaç fiyatlarından %-53-65 arasında ucuz olduğunu, çalışanlarını işten çıkarmak zorunda kalacağını, hatta bazı firmalar kronik hastalıklarda kullanılan pek çok ürünü geri çekmeyi gündeme aldıklarını ifade etmektedir.  Süreç içinde vatandaşın ilaç temininde sıkıntı yaşayacağı endişesi içindeyiz.  

Eşdeğer ilaç uygulamasında yapılan yeni düzenleme ile hastaların ilaç alırken ceplerinden daha yüksek fark ücreti ödeyecekleri bir sistem oluşturulmuştur.

        Şimdiye kadar yapılan buna benzer her uygulamada olduğu gibi bu sıkıntı eczacının tek başına altından kalkabileceği bir durum değildir. Çünkü ilaç fiyat kararnamesindeki düşüşü ve kamu kurum ıskontosundaki artışı reddeden sanayi çok reçetelenen bugün için yaklaşık 250 kalem ilaçta bu uygulamaları başlatmamıştır. Bu nedenle eczacı ilacı depodan aldığı fiyatın altında bir fiyata kuruma fatura etmektedir. Biz eczacılar, bugüne kadar sağlık otoritesinin duruma müdahale edeceği ve sorunun düzeleceği umuduyla hastalarımızı ilaçsız bırakmamak adına zararına da olsa reçetelerini karşıladık. Fakat bugün itibarı ile hala sorunun çözümsüz bırakılmasından dolayı oluşan zarar eczacılarımızın göğüsleyebileceği büyüklüğü aşmıştır.

        Biz eczacı örgütleri olarak bugüne kadar Ülkemizde ilacın ucuz ve ulaşılabilir olmasını savunduk. Fakat 2004 yılından bugüne kamunun sağlık alanındaki giderleri azaltmak amacı ile sadece ilaç üzerine yaptığı baskı, ilaç fiyatlarının AB ülkeleri arasında da en ucuz hale gelmesine neden olmuştur. Bugün ki ilaç fiyatları tüm enflasyon ve maliyet artışlarına rağmen 1998 yılı fiyatlarının gerisine düşmüştür. Tüm bu fiyat düşüşlerinde eczacılarımız hem stoklarındaki ürünlerden dolayı hem de cirolarındaki daralmalardan dolayı mağdur olmuş ve sağlık otoritesi tarafından yalnız bırakılmıştır. SGK tek büyük alıcı olmasından elde ettiği gücü kullanarak, sağlık alanında baskıcı yöntemler uygulamakta ve dilediği ıskonto oranlarını piyasaya dayatmaktadır. Sağlık alanın kılcal damarları olan eczaneler birer gizli batık işletmeler haline dönüştürülmüştür. Sistemin bu şekilde sürdürülebilme şansı yoktur ve bu anlamda deniz bitmiştir. Kamu sağlıkta tasarrufu uygulamak istiyorsa, sektörün bileşenleri ile bir araya gelerek rasyonel çözümler üretmelidir. Kaçak elektrikten doğan maliyetin, faturasını düzenli ödeyen dürüst vatandaşa yüklenmesi nasıl kabul edilemez ise, sağlık alanında yapılan tüm tasarrufun yükünü de eczacının omzuna bırakmak kabul edilebilir bir uygulama değildir.

        İlaç-Eczacılık hizmetinin sürdürebilmesi için bu uygulamaların ivedilikle muhatapları tarafından düzeltilmesi gerekmektedir. Tüm tarafları sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyururuz…

                                                 MERSİN ECZACI ODASI

                                                     YÖNETİM KURULU

 

                                                              

                                                                             

 

24 Kasım 2011 - Okunma Sayısı : 1162