ECZACI KAMUOYUNA
ECZACI KAMUOYUNA
BEŞ TEB MERKEZ HEYETİ ÜYEMİZ İSTİFA ETTİ
04.03.2009
04.03.2009
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ
MERKEZ HEYETİ BAŞKANLIĞI?NA
ANKARA
Türk Eczacıları Birliği
MerkeMesleğimiz için tarihi bir dönüm noktası olan ve 13-16 Aralık 2007 tarihinde yapılan 36. Olağan Büyük Kongremiz, eczacıların mesleki sorunlarını çözmeye aday iki ekibin demokratik yarışı şeklinde gerçekleşmiştir. Bizler Büyük Kongre sonucunu; örgüt içinde ayrışma lüksü kalmadığı, gruplaşmaların farklı süreçlerde yaşanması gerektiği, zamanın birlik, beraberlik ve bütünleşme zamanı olduğu olarak algıladık. Ancak yaşadığımız gelişmeler Büyük Kongre sonuçlarının örgütümüzün tamamı tarafından aynı şekilde algılanmadığını bizlere göstermiştir. Yapılan ilk Merkez Heyeti toplantısının ardından yaptığımız 31.Aralık.2007 tarihli açıklamamızda;
Her türlü ayrımcılığa ve dışlama tavırlarına karşın inatla ve ısrarla; güçlü ve etkin bir Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti, eczacılık mesleğinin son dönemde yaşadığı hak kayıplarını engelleyecek ve geri alacak kararlı bir yapı oluşturulması ve meslektaşlarımızın ortak iradesi ve hedeflerimiz doğrultusunda çalışacağımızı,
Büyük Kongre'den aldığımız görev ve yetki ile örgütümüzü baskı ve vesayet altında gösterecek her türlü girişime karşı en şiddetli refleksleri göstereceğimizi,
Eczacılar olarak yaşamak ve yaşatmak için kararlılığımızdan asla ödün vermeyeceğimizi,
Büyük Kongre?den aldığımız yetki gereğince, sizlerle paylaştığımız çalışma programı doğrultusunda, doğru olan her işin yaşama geçirilmesi için ve ortak akılın gerçekleşmesi konusunda çaba harcayacağımızı,
Ancak; ülkemiz, ülke insanımız, mesleğimiz ve meslektaşlarımız için tehdit oluşturan her konuda tüm gücümüzle karşı duracağımızı eczacı kamuoyu ile paylaştık.
Genel kurulun bütünleşme mesajını görmezlikten gelerek başkanlık divanı oluşumunu ?altı beşten büyüktür? anlayışı ile gerçekleştiren yaklaşımın sahipleri, Türk Eczacıları Birliği?nin resmi Internet sitesinde yayınladıkları cevap adı altındaki yazıda; örgüt geleneklerimizde hiç görülmemiş bir üslup kullanarak, açıklamamıza imza atanlara hakarete varan ithamlarda bulunarak, bizleri kendi içimizde ikiye bölme girişiminde bulunmuştur. 6643 Sayılı Yasanın amir hükmü ile Merkez Heyeti?ni idari ve mali açılardan çalışmalarını denetlemek üzere Büyük Kongre tarafından görevlendirilen ve tarafsız olması gereken denetleme kurulu, anılan yazıyı inceleyip yasal görevini yapmak yerine, görev alanına girmeyen bir konuda bu deklarasyona imza koyarak, çoğunluktan yana taraf olduğunu, açıkça ortaya koymuştur. Bunun karşılığı olarak da denetleme kurulu üyeleri TEB İthal İlaç Birimi, EGAŞ, FIP ve PGEU temsilciliği gibi icranın sorumluluğunda olan birçok konuda görev almış ve daha baştan denetleme fonksiyonunun zaafa uğramasına yol açmıştır.
Tüm bunlar yaşanırken, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile 2008 Yılı Protokol görüşmeleri başlamış ve eczacı kamuoyunun ve bizlerin tüm beklentilerine cevap vermese de genel kabullerimizi içeren bir protokol 09.Temmuz.2008 tarihinde imzalanmıştır. Bu süreçte bizler, tüm bilgi ve birikimlerimizi aktardığımız yoğun bir çalışma temposu içinde, elimizden gelenin en fazlasını ortaya koyarak görev yaptık. SGK, 9.Temmuz.2008 tarihinde imzalanan protokolü, Temmuz ayı sonunda yapılan Başkanlar Danışma Kurulu toplantısının arkasından, 31 Temmuz günü Eczacı Odalarımızı ve Eczacılarımızı ciddi boyutta mağdur ederek kabul etmiştir. Ancak protokolü tam olarak uygulamaya koymamıştır. Kurum bu tutumuna gerekçe olarak ilaç sanayicilerinin kamu kurum indirimini karşılamaya söz verdiklerini, ancak daha sonra verdikleri sözden vazgeçmelerini göstermiştir. İlginçtir ki aynı yetkililer daha sonraki süreçte ilaç sanayicilerinin yönlendirmesi ve dayatması sonucu Kamu Kurum İndirimi ko