İKİ KİŞİDEN BİRİ KALPTEN ÖLÜYOR

Erişkinlerde en sık ölüm nedeni kalp-damar hastalıkları. Türkiye' de kanserden yaşamını yitiren her 1 kişiye karşılık, 4 kişi kalp damar hastalıklarından ölüyor. Trafik kazalarından ölen her 1 kişiye karşılık ise 30 kişi kalp damar hastalıklarından yaşamını kaybediyor.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, Türkiye' deki ölümlerin yaklaşık yarısının kalp ve damar hastalıklarından kaynaklandığını söylüyor. Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, ailede birinci derece erkek akrabalarda 55, kadın akrabalarda 65 yaşından önce koroner kalp hastalığının bulunmasının kişide koroner kalp hastalığının gelişmesi için önemli bir risk faktörü olduğunu anımsatarak şöyle diyor:

"Kalp damar hastalıklarının en sık görülen türü aterosklerotik koroner kalp hastalığı, ateroskleroza (damar sertliğine) bağlı olarak kalbi besleyen damarların daralması sonucu oluşuyor.

Aterosklerotik kalp damar hastalıkları yaşlanmanın sonucu değil. Risk faktörleri rol oynuyor. Bu risk faktörlerinin birçoğu yaşam tarzı ile ilgili olup önlenebilir niteliktedir.

En önemli çevresel risk faktörleri sigara, tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı ve kolesterolün yüksek veya iyi kolesterol olarak adlandırılan HDL'nin düşük olmasıdır. Ayrıca özellikle bel çevresinde yoğunlaşan şişmanlık kalp damar hastalığı riskini artırıyor. Psikososyal stresin de kalp damar hastalıkları için bir risk oluşturabileceği düşünülüyor.

Risk faktörleri, çocukluk yaşlarından itibaren yavaş yavaş damar cidarında kalınlaşma ve yağ depolanmasına yol açıyor. Damarlar daralırken başta kişinin hiçbir şikayeti olmuyor, hastalık sinsice ilerleyip genelde erkeklerde 40 kadınlarda 50 yaş civarında şikayet oluşturmaya başlıyor.

KORUNMAK İÇİN...
Kalp ve damar hastalıklarından korunmak aslında kişinin elinde Şekerden kaçınarak daha kompleks karbonhidratlar tüketilmeli,Trigliserid düzeyleri yüksek kişiler hiç alkol kullanmamalı, yüksek olmayanların da alkol tüketimi kısıtlanmalı, Fast food ve işlenmiş gıdalar mümkün olduğu kadar az tüketilmeli, halkın eğitimi ile kişilerin kendi kan yağları ve kan basıncı (tansiyon) değerlerini bilmeleri ve belirli aralıklarla kontrol ettirmeleri sağlanmalıdır. "




01 Mart 2011 - Okunma Sayısı : 2347