14 MAYIS ECZACILIK GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI
Değerli basın mensupları,
Ülkemizde modern ve bilimsel anlamda eczacılık eğitimi başlangıcının 183. Yıldönümü nedeniyle yaptığımız basın açıklamamıza hoş geldiniz. İnsanoğlu var olduğu sürece, var olacak bir mesleğin mensupları olarak; ülkemizin dört bir köşesinde; eczanede, hastanede, kamuda, akademide, ilaç endüstrisinde ve dağıtım kanallarında hizmet veren 40 bini aşkın meslektaşımız ile halkımızın kesintisiz sağlık ve ilaca erişimi için görevimizin başındayız. Ancak bir grup var ki, maalesef onlar bugün görevlerinin başında değil. Covid-19’da hayatını kaybeden, illiyet bağı bahanesi ile görev şehidi kabul edilmeyen, meslektaşlarımız, eczane teknisyenlerimiz ve tüm sağlık çalışanları. Onları bir kez daha saygıyla anıyor, rahmet diliyoruz.
Değerli basın mensupları;
Zorlu pandemi süreci neredeyse bitiyor ve maalesef pandemi yerini; daha yakıcı olan ekonomik krize, yüksek enflasyona bırakıyor. TÜİK tarafından son açıklanan rakamlar ile %70’e varan enflasyon oranı, vatandaşımızın alım gücünü azaltıp, cebimizde ki parayı olduğu yerde eritirken, eczacılık dahil tüm sektörleri derinden etkiliyor. Ancak bizleri diğer tüm sektörlerden farklı kılan bir yapımız var; o da gelir kalemlerine müdahale şansımızın olmaması.
Eczacılar 2009’da unutuldu. Evet unutuldu diyoruz çünkü; eczacıların kar oranlarını belirleyen İlaç Fiyat Kararnamesinde (İFK) o günden beri bir virgül bile değişmedi. Aradan geçen 13 yıla, içinden geçtiğimiz enflasyonist ortama rağmen bizler hala 2009 koşullarında hizmet veriyoruz. Aradaki durumu daha iyi ifade etmek için sizlere birkaç rakam vermek istiyorum;
- Bildiğiniz üzere İFK’da ilaç fiyatları avro üzerinden düzenlenmekte; 2009 yılında 1 avro 2,13 tl iken, bugün avro 16 tl seviyelerini aştı; yani %800’lük bir artış var
2009 yılında brüt asgari ücret 809 tl iken, bugün 5004 tl; yani yaklaşık 6 katlık bir artış var. Kısacası eczacı aradaki 13 yılda bu katların tersi oranında küçüldü. Pandemi sürecinde sağlıkçılar için “hakları ödenmez” dendi, biz bu ifadeyi mecazen düşünürken, oysa yetkililer son derece ciddilermiş; HAKKIMIZ ÖDENMEDİ!!!
Buradan bir kez daha sizlerin vasıtasıyla belirtmek istiyoruz ki; İFK’da ki oranlar
ve baremler, günün gerçeklerine göre güncellenmelidir. Diğer türlü bu ekonomik girdap içinde, yakın zamanda eczanelerin kepenkleri tek tek kapanacak.
Değerli basın mensupları;
Bu anlattıklarım İFK’dan dolayı eczacı zararı; birde İFK’dan kaynaklı halk sağlığı sorunu var ki; süreç içerisinde bu konuyu sizlerle sık sık konuştuk. BULUNAMAYAN İLAÇLAR!!
İlaç fiyatlarının İFK’daki avro kuruna göre belirlendiğini az önce bahsetmiştim. Bu kural şöyle işliyor; bir önceki yılın ortalama avro değeri hesaplanıp, bununda %60’ı baz alınarak bir sonraki yılın ilaç avro kuru sabitleniyor. 2022 için belirlenen avro kuru 6,29 tl, az önce güncel avro kurundan bahsetmiştik. Bu oranın ne anlama geldiğinin daha iyi anlaşılması için sizlerle Avrupa İlaç Üreticileri ve Birlikleri Federasyonunun 2022 yılında yayınladığı raporundan çarpıcı bir ifade paylaşmak istiyorum;
“SON ÜÇ YILDA YENİ İLAÇLARIN %79’U TÜRKİYE’YE GELMEDİ”. Bu şartlarda, bu piyasa ortamında artık İFK’nın baştan sona elden geçirilmesi gerekmektedir.
Halk sağlığını düşünmeyenlerin, halkın cebini düşünmesini beklemek ancak mizah yazılarına konu olur. Sgk’nın ilaç geri ödeme sistemlerinde her geçen gün arttırarak yaptığı kısıtlamalar, maalesef vatandaşımızın cebine yansıyor. Son değişikliklerle birlikte, vatandaşımız eczaneden ilacını alırken, neredeyse kurumun ödediği kadar da cebinden fiyat farkı ödüyor. Bir de buna, meydanı boş bulan ilaç firmalarının kafalarına göre at koşturmasını eklemek gerek. İlaç firmaları ile Sgk arasında ki anlaşmaya göre, firmalar kuruma iskonto yapmak zorunda, ancak bazı firmalar bu iskontoyu yapmayarak, aradaki farkı vatandaşa yansıtmakta; buda biz eczacıları konuyla hiçbir alakamız olmadığı halde vatandaş ile karşı karşıya getirmekte. Sosyal Devlet ilkesi gereği, SGK’nın ödeme politikalarını mutlaka revize etmesi gerekmektedir.
Değerli basın mensupları;
İlaç, eczacılık ve sağlık alanında yaşanan ekonomik sorunların yanı sıra; biz eczacıların diğer büyük sorunlarından biri de yapısal konulardadır. Bunun en temel nedeni ise plansızca açılan eczacılık fakülteleri ve artan kontenjanlar. 2012 yılında yürürlüğe giren yasa değişikliği ile eczacılıkta tahdit uygulaması başlamış olmasına rağmen, aradan geçen 10 yılda 43 eczacılık fakültesi açılmıştır. Bugün ülkemizde 60 eczacılık fakültesi var ve bu fakültelerden 13’ü genel yetersizlikleri nedeniyle öğrenci alamamaktadır. Kısacası 13 tane, TABELADAN İBARET OLAN fakültemiz var. Daha acısı ise; öğrenci alan 47 fakültenin sadece 14’ü akredite olabilmiştir. Yani bu fakülteleri açan zihniyet; geri kalan 33 fakülte için yetersizler demiştir.
Niteliğin, niceliğe kurban edildiği bir durumu yaşamaktayız. Bu nitelik kaybından dolayı maalesef, eczacılık fakülteleri YÜKSEK LİSE veya MESLEK EDİNDİRME KURSLARINA dönüşmüştür. Ülkemizde yeterince hatta fazla eczacı varken, yeni yeni fakülteler ile ne amaçlanmaktadır? Bu durum, sağlık sisteminin geleceği ve ülke kaynaklarının israfından başka bir şey değildir.
Geçtiğimiz günlerde ülkemizdeki işsizlik rakamı %11,5 olarak açıklanmıştı. Ancak şunu biliyoruz ki bu rakam çok daha yüksek, çünkü bu orana, bugünün öğrencileri geleceğin diplomalı işsizleri dahil değil.
Bu kadar çok eczacılık fakültemizin olmasına rağmen, ilaç üretiminde yok denecek seviyedeyiz. Sanayi ve teknoloji bakanlığının, ilaç sektörü raporunun özetinde;
“İthal edilen ilaçlar ise genellikle yeni ve ileri teknoloji gerektiren, biyoteknolojik olarak üretilen, implante edilen ilaçlar, yeni ilaç taşıyıcı sistemler, aşılar, kan ürünleri, insülin, kanser ilaçları, bazı hormonlar, bazı oftalmolojik preparatlardır” denilmektedir. Ayrıca aynı raporda, ülkemizin ilaç ihracatının ithalatı karşılama oranı %24 olarak açıklanmıştır. Bakanlığın bu tespitleri bile; eczacılıkta niceliğe değil niteliğe ihtiyacımızın olduğunu apaçık göstermektedir.
Bizler, yeni eczacılık fakülteleri açılmamasını, akredite olmayanların öğrenci almamasını ve ilaç üretimi ve ar-ge konusunda yoğunlaşmasını ve akredite olanların ülkemiz ihtiyaçları gözetilerek kontenjanlarının planlanmasını istiyoruz.
Değerli basın mensupları;
Eczacılar olarak, halkın en yakın sağlık danışmanlığı kimliğimiz ile dün olduğu gibi bugün ve yarın da, yaşadığımız tüm olumsuzluklara rağmen bunu halkımıza yansıtmadan var gücümüzle çalıştık, çalışıyoruz, çalışacağız. Örgütlü gücümüzle, zor günlerde yan yana durmasını çok iyi bilen bizler 14 Mayıs eczacılık günümüzü de birlik, beraberlik ve coşku içinde kutluyoruz.
Bu 14 Mayıs kutlamasında da iki haftaya yaydığımız program ile, gerek halkımıza yönelik gerekse meslektaşlarımıza yönelik bir çok etkinlik planladık. Buradan sizlerin aracılığınız ile tüm halkımızı, 21 Mayıs Cumartesi günü “Geleceğine Sağlık AŞI’la” sloganımız ile Forum meydanda gerçekleştireceğimiz Eczacılarla Sohbet Günümüze bekliyoruz.
14 MAYIS ECZACILIK GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN.
Yönetim Kurulu