YENİLEYEMEDİK , YİNELEDİK ...


 

2011 yılı protokolünü eczacılarımız imzaladı, biz de gerekli hazırlıkları tamamlayıp kurumlara teslim ettik. Aslında bu yıl imzaladığımız yeni bir protokol değil. Orijinal metni 2009 yılında üç yıllık olarak imzalanan protokolün son yılına ilişkin bir tekrar sadece. 2009 yılından sonra eczane açmış olan pek çok meslektaşımız konuyu bilmiyor. Bu nedenle bu güne kadar yaşananları, kısaca gözden geçirmenin faydalı olacağı kanaatindeyim.

SGK ile 2009 yılında uzun süren, zorlu bir müzakere maratonu sonunda bir protokol imzalanmış, tedbir olarak da her yıl yenilenmek kaydı ile üç yıllık geçerlilik süresi tanımlanmıştı. Protokolün yürürlülük maddesi gereği; Kurumun ve TEB’in görevlendireceği ve üçer kişiden oluşan komisyonlar üç ayda bir düzenli olarak toplanıp, protokolü gözden geçirecek, revizyonlar yapacaklardı. Yapılan revizyonları içeren yeni protokol metin ise yılda bir defa taraflar arasında imza altına alınacaktı. Bu yöntem sayesinde protokol sürekli olarak güncel kalacak, hem de yeni bir protokol imzalamak daha kolay olacaktı.

İmzanın ardından komisyon derhal çalışmalarına başlamış, hatta bazı maddelerde değişiklik içeren bir adet revizyon bile yapılmıştı. Protokol özelinde her şey yolunda giderken,  4 Aralık kepenk kapatma eylemlilik süreci tüm bu döngüyü kesintiye uğrattı. Kepenk kapatma süreci sonrasında; bir türlü normalleşemeyen bir TEB-SGK ilişkisi yaşamaktayız. Her iki taraf da kendini haklı görüyor. Aslında; bu -galibi belirsiz- didişmede, TEB’in ve SGK’nın onlarca hatasını alt alta yazmak mümkün.  Daha önce defalarca bahsettiğim için burada tekrar etmeyeceğim ama kısaca, TEB ve SGK’nın, kurumsal tavır yerine sergilemiş oldukları bireysel çıkışlar süreci bugünkü kaotik hale sürüklemiştir.

Var olan protokolde yenilenmesi gereken onlarca madde var. Özellikle bazı maddeler için değişiklik yönünde mahkeme kararları var.  Yani aslında özellikle bu yıl sözleşmenin tekrarlanması değil kurum ve TEB arasında yeni bir protokolün imzalanması gerekiyordu, fakat sözleşme bir türlü yenilenemiyor. Aralık ayına kadar cılız da olsa devam eden görüşmelere bu yıl da son noktayı G2D’li ürünlerle ilgili yaşananlar koydu. Kurum Sağlık Bakanlığının 2020 yılına kadar geçerli ilan ettiği ürünleri, gerçeği yansıtmayan suistimal bahanesi ile bir çırpıda yok sayınca, bizim tez canlı TEB yönetimimiz derhal yürütmeyi durdurma kararı aldı. Bu konunun asıl muhatabı olan ilaç sanayinin temsilcileri ve Sağlık Bakanlığı ise, süreci seyirci koltuklarında rahat rahat izlemeyi tercih ettiler.

Sonuç olarak bugün elimizde ne olacağı belirsiz G2D’li ürünler, bir türlü yenilenemeyen bir protokol var. Örgütümüzün tepe yönetimi anlaşılmaz yönetsel tavrına devam ediyor. İlaçta reklam yönetmeliği sessiz sedasız geçiyor. Bir yıl önce kepenk kapatma sebebi sayılan uygulamalar tepkisizce kabul ediliyor. Seçim öncesi sorun olmasın diye protokol süreci hakkında bile başkanlar danışma toplantısı yapılmıyor. Bu hali ile örgütsel olarak çok iç açıcı durumda olduğumuz söylenemez. Demokrasi geleneğinden hızla uzaklaşan bir görünümdeyiz. Şimdi önümüzdeki genel seçimlerde aday olacaklarla beraber yeniden şekillenecek TEB yönetimi ile bizleri nasıl bir sürecin beklediğini zaman içinde göreceğiz.